Kayıtlar

Aralık, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kapan (Sleuth) - Tiyatro

Resim
Kapan (Sleuth) Oynanılan Sahne: Akün Sahnesi Kategori: Trajedi & Dram Oyun Süresi: Tek Perde / 105 Dk. Oyun Özeti Andrew Wyke, asil beyinler için polisiye romanlar yazan soylu bir İngilizdir. Milo Tindle, turizm işiyle uğraşan İtalyan bir göçmen. İki erkek, bir kadın nedeniyle karşı karşıya gelir: Andrew’un karısı, Milo’nun yeni sevgili si. Andrew, genç adamı malikanesine davet eder ve bir işbirliği teklif eder. Oyun oynamayı seven bu roman yazarı, karısını elinden almak isteyen Milo’ya neden yardım etmek istemektedir? Genç adam bu teklife nasıl karşılık verir? Andrew, bu göçmen ile kendisine ait olanı paylaşmaya istekli midir? İki adamın oyna dıkları gerilimli, yer yer komik oyunun sonunda “kapan”a yakalanan kim olacaktır? Anthony Shaffer’ın yazdığı Tony Ödüllü Kapan’ın (Sleuth), gerçek ve kurgu arasında salınan gerilimli ve komik hikayesi, yüzlerce sahneleme ve sinema filminden sonra tiyatroda sahne göstermiştir. Yukarıda gösterilen fotoğraftaki solda duran

Ville Contemporaine and Ville Radieuse

Resim
Ville Radieuse bir diğer adıyla Radiant City, uygulanmamış olsa da Le Corbusier’nin en önemli şehircilik projelerinden bir tanesi. Le Corbusier, daha önce üzerine çalıştığı  Ville  Contemporaine ve  Plan Voisin  projelerindeki başarısızlığı üzerine, yeni bir vizyon ile Villa Radieuse’yü tasarladı. Proje ilk olarak 1924 yılında ortaya çıktı, 1933 yılında ise Le Corbusier’nin aynı isimli kitabında yer aldı. Le Corbusier, mimarlık hayatı boyunca şehirleri daha yaşanabilir, işleyen ve güzel yerler haline getirmeye çalışmış ve pek çok proje ile ideal şehir dokusunu üretmeye çalışmış.  Ebenezer Howard  ve  Frank Lloyd Wright  gibi büyük isimlerin şehir planlarından da etkilenen Le Corbusier, ütopik plancılığa kendi yorumunu getiriyor. Mevcut kentleri çağın koşullarına uydurmaya çalışıyor ve doğa, kent, insan uyumuna dikkat çekerek yeni şehirler tasarlamayı hedefliyor. Bu bağlamda pek çok şehircilik projesi deneyen Le Corbusier’nin en önemli projelerinden biri Ville Radieuse. Le Cor

Le Corbusier

Resim
Le Corbusier 5 İlkesi 1) Pilotis: Bina kütlesini zeminden yükselten kolonlar. 2) Serbest Plan: Mekanı bölen duvarların taşıyıcı  kolonlardan ayrı tasarlanabilmesi ile mümkün olan planlama sistemi. 3) Serbest Cephe: Serbest plan şemasının dikey  düzlemde cepheye yansıyan hali. 4)   Pencere: Yatay ve uzun bant şeklinde pencereler yapılarak iç mekana daha fazla ışık girmesinin sağlanması 5) Çatı bahçesi: Çatı bahçesi ile yapının zeminde  kapladığı alan geri kazanılır.   Villa Savoye Villa Savoye   İsviçre  ve  Fransa  kökenli bir  mimar   olan  Le Corbusier 'in en önemli eserlerinden birisi olarak kabul edilir. Fransa’nın başkenti Paris'in hemen dışındaki Poissy bölgesinde yer alan bu yapı Enternasyonal stilin en önemli ve tanınmış örneklerinden birisidir. İnşaatı 1929 yılında tamamlanmış olan bu yapıda Le Corbusier dökme betonarme malzemesini ağırlıklı olarak kullanmıştır. İkinci Dünya Savaşı sırasından kullanılmayan ve harap olan yap

Maison Citrohan

Resim
Citrohan Evi La Corbusier 1922 yılında kuzeni Pierre Jeanneret ile 1950’li yıllara kadar sürecek bir ortaklık kurarak bir stüdyo açtı ve mimariye geri döndü. Bu dönemde savunduğu mimarinin tüm kuramlarını kullandığı Citrohan Evi’ni tasarladı. Citrohan, 40 evlik bir işçi şehri idi. Binalar, sütunlarla destekleniyor, büyük ve kesintisiz cam ile kaplı cepheleri sayesinde doğal ışık alıyor ve çatı terasları bulunuyordu. Evler, sanatçının toplumsal idealleri olan işlevsel ve uygun fiyatlı bir mekan yaratma isteğinin bir yansımasıydı. Le Corbusier'in  Citroën  araba markasının adını çağrıştıracak şekilde seçtiği bu isim evleri de arabalar gibi fabrikada inşa edip, sonra götürüp bi yere yerleştirme fikrinden kaynaklanıyordu. Le Corbusier bunun için gerekli kazık temeller fikrinden asla vazgeçmedi, hatta sonraları 1956'da Marsilya'daki konut birimlerinde bu düşüncesini uyguladı.

Maison Dom-ino

Resim
Dom-İno Evi Le Corbusier olarak tanınan Charles-Edouard Jeanneret İsviçre asıllı Fransız mimar. Moderniz'me ve uluslararası tarza yaptığı katkılar ile tanındı. Kariyeri uzun yıllar sürdü ve Avrupa'da, Hindistan'da ve Rusya'ya başlıca olmak üzere oldukça mühim binalar inşa etti. Aynı zamanda; şehir plancısı, ressam, heykeltıraş, yazar ve modern mobilya tasarımcısıydı. Modern yüksek tasarımın öncü çalışmalarını yaptı ve kendisini toplu konutlar ve kalabalık şehirler için daha iyi yaşam koşullarını sağlamaya adadı. Daha sonra eleştirmenler tarafından mimarlık biçimi-stili ruhsuz monolistler olarak (yekpare dikmeler) ve kendini beğenmiş olarak eleştirildi. Le Corbusier'in bu çalışmalarından biride Dom-İno evledir. La Corbusier 1915'te Dom-ino Evi (Dom-Ino House) ve Pilotis Villası üzerine çalıştı.Dom-ino Evi daha sonra hem kendisinin hem de modern mimarinin yapısal temelini oluşturan bir örnek oldu. Bu projede Jeanneret ilk defa yapı çatısını iç meka

Usonian Houses

Resim
Usonya mimarisi, Frank  Lloyd Wright'ın eski bir  Amerikan evi tarzı  olan eski Prairie tarzı evlerinden büyüdü. “Ama en önemlisi, belki de” diyor mimar ve yazar Peter Blake, FAIA, “Wright, Prairie evinin daha modern görünmesini sağlamaya başladı.” Her iki stil de alçak çatılar, açık yaşam alanları ve gömme mobilyalarla donatıldı. Her iki stilde de, tuğla, ahşap ve diğer doğal malzemeler boya veya sıva olmaksızın bol miktarda kullanılır. Doğal ışık bol. Her ikisi de yatay olarak eğimlidir - "ufuktan bir refakatçi" diye yazmıştır Wright. Bununla birlikte, Wright'ın Usonia evleri küçüktü, altında radyan ısı için boru döşeme ile beton levhalar üzerine kurulmuş tek katlı yapılar. Mutfaklar yaşam alanlarına dahil edilmiştir. Açık ara limanları garajların yerini aldı. Blake, Usonian evlerinin “mütevazı haysiyetinin”, Amerika'da çok modern, yerel mimarinin temelini attığını ”ileri sürüyor. 1950'lerin popüler Ranch Style evinin yatay, kapalı-açık doğası, g

Prairie Houses

Resim
Şelale Evi Amerika’nın Pensilvanya şehrinde doğal bir şelalenin üzerindeki kayalık bölgeye Frank Lloyd Wright tarafından tasarlanan Fallingwater Evi, dünyanın en önemli konut projelerinin başında gelmektedir. Frank Lloyd Wright’ın en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilen Fallingwater Evi, dünya çapında ilham kaynağı olmayı başarmıştır. Frank Lloyd Wright, mimarlık kariyeri boyunca tasarladığı ve inşa edilen 500’ün üzerinde proje üretmiştir. Büyük bir kısmını müstakil evlerin ve villaların oluşturduğu bu projelerin birçok ortak noktası vardır. Frank Lloyd Wright kendi mimari prensipleri doğrultusunda tasarımlarını yapmıştır. Fallingwater evinde ise bu prensiplerin çoğunu görmek mümkündür. “Bina içerisinde üzerinde bulunduğu toprağı kucaklamalıdır.”  Frank Lloyd Wright, tasarımlarında yapı ve peyzaj ilişkisini çok güçlü tutması ile ünlenmiştir. Fallingwater Evi’nin de üzerinde bulunduğu kayalık topoğrafya ve şelale ile güçlü ilişkisini görmek mümkündür. Yapını

Evrensel Mekan, İskelet Çerçeve Tipolojisi

Resim
Seagram Building Ludwig Mies van der Rohe’nin modernist mimari fikirleri doğrultusunda 1958 yılında New York’ta tasarlanan Seagram Binası aynı zamanda Mies van der Rohe’nin ilk gökdelenidir. Gökdelenleri ile meşhur Manhattan silüetine van der Rohe’nin bir dokunuşu olan Seagram Binası, 38 katlı bir ofis binasıdır. Ludwig Mies van der Rohe, gökdelen mimarisi ile ilgili düşüncelerini şu sözlerle açıklamaktadır: “Gökdelenler kendilerini, inşaat süresince kaba strüktür dokuları ile ele verir. Dev çelik örgü etkileyici gözükür. Dış duvarlar yerine koyulmaya başladığında, tamamen sanatsal tasarıma dayanan strüktürel sistem, anlamsızlık kaosunun ve entipüften formların arkasına saklanır. Bu eski formların sorunlarını çözmekle uğraşmak yerine, çok yeni sorunların niteliğinden yeni formlar geliştirmeliyiz. Dış duvarlar yerine bina iskeletini hafiflettiği için bugün daha kullanışlı olan cam kullanıldığında, yeni strüktür prensiplerini net bir şekilde görebiliriz. Cam kullanımı yeni

Evrensel Mekan, İskelet Çerçeve Tipolojisi

Resim
Lake Shore Drive Apartments Şikago şehrinin en önemli yapılarından 860-880 Lake Shore Drive, Ludwig Mies van der Rohe tarafından tasarlanan bir ikiz gökdelen. 82 metre yüksekliğinde, 26 kattan oluşan bu iki gökdelen çelik ve cam ağırlıklı olarak 1949-1951 yılları arasında inşa edildi. Mimarlığın endüstriyel dünyaya açılmasının öncülerinden olan yapı, II. Dünya Savaşı sonrası yüksek konut yapıları anlayışını değiştiriyor. 860-880 Lake Shore Drive, Michigan Gölü’nün kıyısında, Lake Shore Drive caddesi üzerinde üçgen bir arazi üzerinde bulunuyor. Mies van der Rohe’nin mimari proje alanından bağımsız olması ilkesi üzerine yapı kendi mimari kurallarına göre proje alanını yeniden tanımlayan bir yapıya sahip. Üçgen arazi üzerine 90 derecelik açı ile birbirlerine çapraz şekilde konumlandırılan iki bina, bu sayede Michigan Gölü’nün ve Şikago şehri manzarasına hâkim. Aynı zamanda iki binanın dik olarak bir araya gelmesi, giriş katında kapalı bir meydan oluşmasını sağlıyor. M

Evrensel Mekan, Açık Pavyon Tipolojisi

Resim
Barselona Pavillion Barselona Pavyonu, 1929 Uluslarası Fuarı’nın bir parçası olarak Mies van der Rohe tarafından tasarlanmıştır. İlk olarak Alman Pavyonu olarak adlandırılan yapı, Almanya’nın I. Dünya Savaşı sonrasındaki karakterini yansıtmaktadır. Mies van der Rohe tarafından dünya üzerindeki modern mimari hareketin bir temsilcisi olarak tasarlanan yapının aynı zamanda savaş sonrası Alman ulusunun modern ve yenilikçi yapısını da yansıtması amaçlanmıştır. Mies van der Rohe için Barselona Pavyonu bir binadan başka bir şey değildir. Bu bağlamda Barselona Pavyonu, fuardaki diğer pavyonlardan ayrılmaktadır. Pavyon, fuarın karmaşık sanatsal varlığı içinde bir kaçış noktası, sakin bir mekan olarak tasarlanmıştır. Bu sayede, pavyon yaşanabilir bir mekana dönüşmüştür. Pavyon, Barselona şehrinin kısmen sakin bir bölgesinde bulunmaktadır. Traverten bir taban üzerine oturan yapı, kendisini içinde bulunduğu şehrin kaotik yapısından izole etmektedir. Barselona şehrinin karakte